Episodios

  • Yalçın Arsan ile Kişisel Bilgi Yönetimi
    Jun 10 2024

    Send us a Text Message.

    Bu bölümde konuğum Bugünkü konuğum yönetim danışmanı Yalçın Arsan

    Kendisinin önce Kişisel Bilgi Yönetimi hakkında videoları ile karşılaştım ardından “köyde doğal ev yapma” yazı serisini keşfettim. İnsanların bir konuyu, süreci böyle derinlemesine ve tüm şeffaflığıyla anlatması her zaman beni etkilemiştir. Yabancılarda buna daha çok rastlarız ama bizde daha enderdir.

    İnsanımızda böyle bir tahammül yok diyor Yalçın, acele yaşıyoruz, hemen işin özetini, kısa cevabı istiyoruz. Oysa bir işin hakkını vermek için yavaşlamak lazım. Konunun detaylarından kendimizle bağlar yakalamamız lazım.

    Düşünceleri dağınık ve hafızası zayıf bir kişi olarak, hep çok not aldığını ancak bu notlara daha sonra ulaşamadığından yakındı. Son beş yıldır ise farklı yöntemler ve araçlar deneyerek kendi düzenini oluşturmuş. Söyleşimizde bu yolculuktan ve araçları ne şekilde kullandığından konuştuk.

    Bir bilgi işçisiyseniz, yaratıcı bir işle uğraşıyorsanız, öğrenciyseniz veya hayat boyu öğrencilerdenseniz daha verimli not tutmak için son yıllarda giderek gelişen araçlardan faydalanmanızı öneriyorum. Böylelikle bilgi selini daha iyi yönetip, yaratıcılığınızı beslemek ve stresinizi azaltmak mümkün olabilir.

    Yalçın Arsan’ın KBY hakkında blogu
    https://www.yalcinarsan.com/tag/kisisel-bilgi-yonetimi/

    Yalçın Arsan’ın KBY videoları
    https://youtu.be/y_BkF5spWoY?si=CkLSrXq-8-iovvpS

    Twitter hesabı
    https://x.com/yalcinarsan

    Support the Show.

    Más Menos
    45 m
  • der ya Kitap Kulübü ile Yapay Zeka 2041
    Jun 3 2024

    Send us a Text Message.

    Kitap Kulübü’müzün 41. buluşmasında Kai-Fu Lee ve Chen Qiufan’ın Yapay Zeka 2041 adlı kitabını konuştuk.

    Kitabın alışılmışın dışında bir yapısı var, yapay zeka sayesinde 2041 yılında gerçekleşebilecek 10 kurgu hikayeden ve her hikayenin ardından da günümüzde yapılan bu alandaki çalışmaların analiz edildiği bölümlerden oluşuyor. Kurgu hikayeleri zamanında Google ve Baidu’da çalışmış olan yazar Chen Qiufan yazmış. Teknik analizleri de bilgisayar mühendisi, teknoloji yatırımcısı ve iş insanı Kai-Fu Lee kaleme almış.

    Hikayeler sosyal ilişkiler, yapay zeka ile üretilen gerçek görünümlü videolar ve onun yaratacağı sorunlar, kişisel eğitim ve öğrenim, sağlık, oyun ve eğlence, otonom ulaşım, otonom silahlar, kariyer ve işgücü, mutluluk ve yine yapay zekanın yol açacağı düşünülen bolluk ve buna bağlı ekonomik düzen gibi oldukça kapsamlı ve farklı konular hakkında. Kitap ilk olarak 2021 sonunda yayınlanmış, geçen yıl Türkçe’ye kazandırılmış. Yapay zekada gelişmeler aylık hatta haftalık olarak değişim gösterebiliyor, ama kitabın sorduğu sorular bence halen geçerli. Hatta bana şöyle geliyor, gelişen sadece yapay zeka teknolojisi, biz sosyal, hukuki, politik olarak hemen hemen hiçbir telaş içinde gibi görünmüyoruz. Her büyük değişimde olduğu gibi sanırım burada da kayıplar yaşandığı zaman geriden gelip boşlukları doldurma yoluna gideceğiz. Kimse olacakları öngöremiyor, yaşayıp ona göre vaziyet alacağız.

    Açıkçası ben uzun vadede iyimserim, daha iyi bir planlamayla israfın azalması, doğayı korumada, enerji ve sağlık alanında temel bilimlerin daha iyi anlaşılarak bazı icatların yapılmasının mümkün olduğunu düşünüyorum. Ama kısa vadede özellikle iklim değişiklikleri ile de çakışacak insanı boşa çıkaracak yeniliklerin bir nevi “mükemmel kasırga” oluşturabileceğini ve insanlığın yine büyük bir sınav geçireceğine inanıyorum. İlginç zamanlarda yaşıyoruz, daha ilginç zamanlar önümüzde.

    Bu bölümde sözlerine yer verebildiğim arkadaşlarım

    (02:30) Yavuz Abut, (06:04) Müge İrfanoğlu, (09:18) Mustafa Pancarcı, (11:27) Müge İrfanoğlu, (12:26) Ömer Tural, (16:10) Olcay Çat, (18:55) Mete Yurtsever, (19:46) Suat Soy, (23:33) Yavuz Abut, (28:35) Halime Özben Hacı, (30:40) Mete Yurtsever, (31:43) Müge İrfanoğlu, (32:18) Suat Soy, (33:20) Mete Yurtsever ve (34:43) Özden Karakaş

    Support the Show.

    Más Menos
    38 m
  • Kurum Kültürü Markanın Toprağıdır
    May 27 2024

    Send us a Text Message.

    Yakın zamanda bir marka sahibinin yani firma YK Başkanı ve CEO’sunun diyelim sosyal medyada müşterisinin üstüne yürümesine şahit olduk. Olay çok hızlı gelişti, CEO talihsiz mesajının üzerine önce kendisi kifayetsiz bir özür mesajı paylaştı, bunu kurumsal iletişim tarafından kaleme alınan özür mesajı ve kendisinin istifa beyanı izledi.

    Bu olayda en büyük zararı kaçınılmaz olarak marka gördü. İnsanlar markaya boykot çağrısında bulundular. Önde gelen perakende zincirleri markayı sitelerinden kaldırdı. Bazı insanlar bu tepkinin abartılı olduğunu, ortada yaratılmış bir değerin bir iletişim kazası yüzünden heba edilmemesi gerektiğine dair görüş bildirecek oldular. Ama eş zamanlı olarak CEO’nun önceki kabahatleri bir bir ortaya döküldü. O kadar rahatsız edici ve çok sayıda iddia var ki, detayına girmek istemiyorum, basit bir aramayla siz de erişebilirsiniz. Ama özetle çalışanlara kötü muameleden tutun, ürün kalitesine ve üretim şartlarına kadar uzanan birçok iddia.

    Podcastin başlığına geliyorum. Kurum kültürü markanın toprağıdır. Bir kurumdan doğan marka o kültürün izlerini taşır, kibirli bir kültürden şefkatli ve sevecen bir marka çıkmaz. İnsanları bir süre kandırabilirsiniz ama sonsuza kadar değil. Doğrusu bu kurum kültüründe veya sahipliğinde ikna edici bir değişiklik olmadan bu markanın toparlayabileceğine inanmıyorum.

    Bu olayın üstüne bu konuda yıllar önce yazdığım bir yazı aklıma geldi onu sesli olarak sizinle paylaşmak istedim. Bu yazının benim için şöyle bir değeri de var. Henüz kurumsal hayattayken Sevgili Murat Durak’ın pazarlama blogsfer’i Brand Talks’da yazmaya karar verdiğimde yayınlanan ilk yazımdı 7 Kasım 2016’da. Sanırım şu an beni takip eden büyük bir çoğunluk için yeni ama güncelliğini yitirmemiş bir metin.

    Hemen ardından da bu konuyla bağlantılı olduğunu düşündüğüm başka bir yazımı seslendirdim. Pazarlamacıların çocukları olarak gördükleri markaları nasıl yetiştirebileceklerine dair fikirlerimi paylaştığım yine 6 yıl önce Brand Talks’ta yayınladığım “pazarlamacı bir babadan marka öğütleri” adlı yazım.

    Support the Show.

    Más Menos
    14 m
  • der ya Sinema Kulübü ile Her (Aşk)
    May 20 2024

    Send us a Text Message.

    Kitap Kulübü’müzün 10uncu buluşmasında 2013 yılı yapımı Türkçe’ye “Aşk” adıyla çevrilen Spike Jonze'un yazıp yönettiği başrollerinde Joaquin Phoenix ve Scarlett Johansson’ın rol aldıkları bir bilim kurgu ve romantik dram olan “Her” adlı filmi konuştuk.

    Film yakın bir gelecekte, müşterileri için talep üzerine kişisel mektuplar yazan bir şirkette çalışan Theodore Twombly’nin hikayesini anlatıyor. Boşanmanın eşiğinde yalnız yaşayan Theodore gelişmiş bir yapay zeka işletim sistemi olan Samantha’yla onunla beklenmedik bir duygusal bağ kurar. Film bu ilişkinin evrimini ve sonuçlarını bize sunuyor.

    Bu buluşma tam da Open AI ve Google’ın yeni yapay zeka duyurularının üzerine geldi. Samantha’nın adı bile Open AI CEO’su “çağımızın Oppenheimer’ı” diye adlandırılan Sam Altman’ın adına benzerliği tuhaftı doğrusu. Yapay zekanın duygularımıza seslenip seslemeyeceğini, kendisinin bir duyguya sahip olup olamayacağını konuştuk.

    Tüm kişisel bilgilerimize öyle ya da böyle ulaşan daha doğrusu nerelere uzandığını kavrayamadan verdiğimiz izinlerin başımıza neler açabileceğini konuştuk. Şimdiden ne satın alacağımız, nereye tatile gideceğimiz, hangi filmi izleyeceğimiz hakkında bizi yönlendiren makinelerin bizi by pass ederek adımıza aksiyonlar alması durumunda ne hissedeceğimizi paylaştık.

    Gelecekte yapay zekaya teslim olacağız gibi görünüyor da bunun iyi sonuçlarının ağır basmasını umuyoruz. İnsan olmanın ve kalmanın yeniden tanımlanacağı bir zamandayız. Tarih bu günlere ayrı bir başlık açacak. Ben iyimser olmak istiyorum ama 30 yıl arayla iki dünya savaşı çıkarma başarısı gösteren, üçüncüsünün ihtimalini de bertaraf edememiş bir ırk hakkında çok da saf olmamak gerektiğini düşünmüyor değilim.

    Bu bölümde görüşlerine yer verebildiğim arkadaşlarım

    (02:16) Banu Ersoy, (06:00) Özden Bekir Karakaş, (07:40) Suat Soy, (12:19) Aydan İrem Sungur, (16:40) Fatih Yavuz, (18:45) Belgin Elmas, (22:00) Meral Kuzu, (24:42) Aydan İrem Sungur ve (27:00) Olcay Çat

    Support the Show.

    Más Menos
    32 m
  • Prompt Et: Doğru Soruyu Sor - 27.Araştırma Zirvesi'nden Notlarım
    May 13 2024

    Send us a Text Message.

    Bu bölümde geçtiğimiz Pazartesi günü Türkiye Araştırmacılar Derneği’nin düzenlediği 27. Araştırma Zirvesi'nde aldığım notlarımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Zirvenin ana teması “Prompt Et: Doğru Soruyu Sor” idi. Bu konunun üzerine düşünmeyi ne kadar önemsediğimi biliyorsunuz. Doğru soruyu sormakla, sadece bilgi toplamakla kalmıyor, aynı zamanda yapay zekayı geliştiriyoruz ve bize nasıl hizmet edeceğini de şekillendiriyoruz. Bu bölümde, zirvede öne çıkan bazı konuşmacıların düşüncelerini ve deneyimlerini aktaracağım.

    Açılışta, IPSOS Türkiye CEO'su ve TÜAD'ın yeni başkanı Sidar Gedik konuşmasında Türkiye'deki sivil toplumun zayıf yapısına ve araştırma sektörünün kalkınma için önemine dikkat çekti.

    Prof. Dr. Emre Alkin ise ekonomik sorunlara değinerek, verinin korunmasının ve doğru analiz yapabilmenin önemini vurguladı. Smiley curve yaklaşımını hatırlattı, hep söyleyegeldiğimiz üretimi değil öncesi ve sonrasındaki katma değerin önemine dikkat çekti.

    Toplumsal ve kültürel konulara değinen Psikolog İdil Sevil, Türk kültürünün duygusal yapısı ve Batı kültürleriyle olan farklılıklar üzerine konuştu. İdil Hanım, Türkiye'de karşılıklı bağımlılık ve duygusal bağların baskın olduğunu, bu durumun toplumsal davranışlarımıza nasıl yansıdığını anlattı.

    Yasemin Yıldırım ise P&G'nin tüketici araştırmalarının 100 yıllık tarihinden ve günümüzde yapay zeka ile nasıl işbirliği yaptıklarından bahsetti.

    Sürdürülebilirlik konusuna değinen Aysun Şabanlı ve Yasemin Özen Gürelli, Ipsos'un çevresel ve sosyal sorunlara insanların ne kadar ilgili ve kaygılı olduklarına göre beş farklı segment belirlediğini anlattı. Bu yaklaşım, markalara hedef kitlelerine nasıl ulaşacakları konusunda önemli ipuçları veriyor.

    Son olarak, Medina Turgul DDB Kreatif Direktörü Ahmet Terzioğlu yönetimindeki panelde, reklamcılık ve yapay zekanın rolü ele alındı. Yapay zekanın yaratıcı süreçlerde nasıl bir yardımcı olabileceği ve gelecekte bu teknolojinin sektöre etkileri tartışıldı.

    Yapay Zekayı konuşmaya devam edeceğiz. Kitap Kulübü’müzde bu ay, "Yapay Zeka 2041: Geleceğimiz için 10 Vizyon" adlı kitabı okuyoruz, toplantımız 29 Mayıs Çarşamba akşamı.

    Support the Show.

    Más Menos
    18 m
  • Güldem Berkman ile Hikayeyi Anlarsan Mümkün
    May 6 2024

    Send us a Text Message.

    Kitap kulübümüzde yine bir yazarla buluşma etkinliğimizde konuğumuz Güldem Berkman’la “Hikayeyi Anlarsan Mümkün” adlı kitabını konuştuk.

    Güldem Hanım Boğaziçi Kimya Mühendisliği mezunu. 91 yılından bu yana Eczacıbaşı P&G, DanoneSa, Novartis gibi firmalarda çalışmış. Son yedi senedir ise Amgen Genel Müdürlüğünü üstleniyor.

    2008 yılından bu yana her yıl Capital dergisinde Türkiye’nin en güçlü 50 Kadın’ı arasında yer alıyor. Bir çok sivil toplum kuruluşu ve şirkette Danışma Kurulu üyeliği halen devam ediyor.

    Kitabında çocukluğundan itibaren gençlik yıllarından, ilk iş tecrübelerinden, kariyer gelişiminin kilometre taşlarından bahsederken okuyucuya kendini keşfetmesine dönük ipuçları veriyor.

    Buluşmamız çok eğlenceli ve samimi oldu. Kitapta üzerinde büyük etkisi olduğunu anlattığı ablası Çiğdem Hanım’ın ve eşi Zafer Bey’in katılması çok güzel bir renk ve değer kattı. Zafer Bey de yakın zamanda kitap kulübümüze katılmıştı ancak onunla tanışıklığımız 30 yıla yaklaşıyor. O L’Oreal Türkiye’nin pazarlamasının başındayken ben Nielsen araştırma şirketinde müşteri temsilcisiydim. Gururla hatırladığım bir iş teklifi almıştım kendisinden. Zira çok donanımlı ve etkileyici bulduğum bir yöneticiydi. O teklifi kabul etmedim ama sonra uzun yıllar aynı grupta çalıştık. Son üç yıldır ise onca yıllık kurumsal hayat tecrübesi ve Boğaziçi’nde işletme alanında yaptığı doktora sonrası yönetici ve kariyer koçu olarak kariyerini sürdürüyor.

    Söyleşimizde Güldem Hanım sorularımıza karşılık kariyer alanında birçok noktaya değindi. Kariyer değiştirme sıklığınız ne ve nasıl olmalı, başarı algınızı nasıl yönetmelisiniz gibi çok kritik konuların yanı sıra kendinize liderlik etmek, cesaret göstermek ve hikayenizi nasıl bulabileceğimize ilişkin çok değerli fikirler duyabilirsiniz. Bu arada kitabı okumanızı da tavsiye ediyorum.

    (02:15) Kırılganlık ve cesaret (04:34) Cesaret ve sınırlarını korumak (08:33) Zamanım yok diyenlere (09:22) Tutkunu korumak (10:53) Ekibini güncel tutmak (12:38) Ne sıklıkla ve nasıl kariyer değiştirmeli (17:29) Başarı algınızı nasıl yönetmelisiniz (21:47) Bir mühendisin duygusal zekasını geliştirmesi (25:39) Bir mühendisin tavsiyesi (Zafer Berkman) (27:35) Yaşam boyu öğrenme (28:01) Toplumsal cinsiyet eşitliği için ne yapmalı (30:35) “Hikayeyi anlarsan mümkün”den neyi kast etti (32:18) Güldem Berkman için değer yaratmanın formülü (33:00) Hikayemizi nasıl anlayacağız (Çiğdem Hanım’ın sorusu) 35:54 Zafer Bey için “hikayeyi anlamak”

    Support the Show.

    Más Menos
    41 m
  • der ya Kitap Kulübü ile Koloni
    Apr 29 2024

    Send us a Text Message.

    Kitap Kulübü’müzün 40. buluşmasında Audrey Magee’nin Koloni adlı kitabını konuştuk.

    Kitap, bir İngiliz ressam ve bir Fransız dilbilimcinin isimsiz bir adaya gelmelerini ve onların kişisel arayışlarını anlatıyor. Aposto’nun incelemesinde “Koloni, politik ve sosyal yönleri zengin, zekice yazılmış ve okuyuculara düşündürücü bir deneyim sunan, akıcı bir kurgu bütününe sahip” diyor.

    Yazarın kaleminden adadaki hayatı izlerken paralelinde Kuzey İrlanda’da gerçekleşen terör eylemlerinin birer paragraf haberlerini okuyorsunuz. Bunlar 1969-1998 yılları arasında 30 yıl süren, Kuzey İrlanda ve çeşitli zamanlarda İrlanda Cumhuriyeti, İngiltere ve Ana kara Avrupa’ya yayılan etnik milliyetçi çatışmalar.

    Kitap Kuzey İrlanda sorununu işliyor gibi görünse de hemen dünyanın her yerinde yaşanan etnik sorunlar, sömürgecilik, göç gibi konular zihninizde canlanıyor. Dilin kültür üzerindeki etkisini sorguluyorsunuz. Bu coğrafyada çoğumuz bir yerlerden geldik, batıdan veya doğudan ama çoğumuzun ailesinde başka bir dil var, büyük annelerinde veya büyük büyük annelerinde. O durumda empati yapmak biraz daha kolaylaşıyor.

    Kitapta bir de adada kalmak adadan ayrılmak konusu işleniyor. Bunu bir metafor gibi de düşünebiliriz, her türlü kalış-terk ediş için. Sevgili Yasemin Kaya’nın toplantımız sonrasında paylaştığı Dalai Lama’nın sözlerini alıntılamak istiyorum bu noktada “Sevdiklerinize uçmaları için kanatlar, geri dönebilmeleri için kökler verin; ve de yanınızda kalmaları için nedenler.”

    Bu bölümde sözlerine yer verebildiğim arkadaşlarım sırayla

    (02:13) Mürsel Çavuş, (07:35) Aycan Acar Şahin, (09:48) Ersin Polat, (13:55) Halime Özben Hacı, (16:50) Müge İrfanoğlu, (20:12) Yasemin Kaya, (24:05) Meral Kuzu, (27:38) Aslınur Gürocak, (30:10) Ayşenur Sarıkaya ve (34:11) Dilek Geçit

    Support the Show.

    Más Menos
    37 m
  • der ya Sinema Kulübü ile Soul
    Apr 22 2024

    Send us a Text Message.

    Sinema Kulübümüzün dokuzuncu buluşmasında Ters Yüz, Yukarı Bak gibi filmlere imza atan Disney Pixar ekibinin 2020 yılında gösterime giren filmi “Soul”u konuştuk.

    Orta okul müzik öğretmeni Joe Gardner, bir jazz piyanisti olmanın hayalini kuruyor. Tam bunu başardığı gün neşe içinde New York sokaklarında yürürken, açık bir rögar kapağından içeri düşüyor. Ancak burası, yaşam ve ölüm arasında farklı bir dünyaya açılıyor.

    Film Pixar’ın yaptığı diğer animasyonlar gibi sanki çocuklardan çok büyükler için yapılmış, hatta yönetmen bunu söyleşilerinde ifade ediyor, filmi özellikle 40’lı yaşların başındaki kişilere ithaf ediyorlar. Çünkü daha çok onlar hayatlarının bu evresinde yaşamlarını sorguluyorlar. Hayat ve Yaşam kelimelerinin anlamı üzerinde düşünmemiştim, Damla Ömür Tantekin’in bu Pazarki paylaşımında aydınlandım. "Hayat" dediğimiz bir süreyi, "yaşam" dediğimiz ise o süreyi nasıl kullandığımızı ifade ediyormuş.

    Film hayatın anlamı üzerinde düşündürüyor. Hayatın bir anlamı var mı, varsa ne? Anlamını bulan kişiler nasıl yaşıyor, bulamayanlar nasıl yaşıyorlar?

    Biz de film üzerine sohbetimizde her zaman olduğu gibi çok ilginç konuları öne çıkardık. Hata yapmaktan korkmanın, mükemmeliyetçiliğin bizi sıkıştırdığı noktaları, çokça ihmal ettiğimiz anı yaşamanın önemini, öz şefkat eksikliğimizi ve daha nicelerini. Tabii önce filmi izlemenizi öneriyorum, spoiler’lardan kaçınmak ve aynı frekansta buluşmak için.

    Bu toplantıda söz alıp görüşlerine yer verebildiğim üyelerimiz sırasıyla (02:08) Elif Burcu Yılmaz, (05:24) Meral Kuzu, (07:15) Nebiye Yılmaz, (09:45) Yasemin Parlak Demir, (12:32) Pınar Musaoğlu, (14:25) Fatih Yavuz, (17:03) Elif Burcu Yılmaz, (19:37) Yasemin Parlak Demir, (24:23) Mete Yurtsever, (25:53) Belgin Elmas-Yasemin Parlak Demir, (29:24) Nebiye Yılmaz ve (30:47) Özden Karakaş

    Support the Show.

    Más Menos
    36 m