• Tea Shop Dream: Friends Build Biz in Istanbul's Grand Bazaar

  • Aug 10 2024
  • Duración: 17 m
  • Podcast

Tea Shop Dream: Friends Build Biz in Istanbul's Grand Bazaar

  • Resumen

  • Fluent Fiction - Turkish: Tea Shop Dream: Friends Build Biz in Istanbul's Grand Bazaar Find the full episode transcript, vocabulary words, and more:fluentfiction.org/tea-shop-dream-friends-build-biz-in-istanbuls-grand-bazaar Story Transcript:Tr: İstanbul'un büyülü atmosferinde, Grand Bazaar'da yazın sıcak ve canlı günlerinden biriydi.En: In Istanbul's enchanting atmosphere, it was one of the hot and vibrant summer days at the Grand Bazaar.Tr: Emir, Aylin ve Cem burada buluştu.En: Emir, Aylin, and Cem met there.Tr: Emir, genç ve hırslı bir adamdı.En: Emir was a young and ambitious man, determined to start his own business.Tr: Ailesinin maddi zorlukları onu bu yola itmişti.En: His family's financial struggles had pushed him onto this path.Tr: Aylin, artık başarılı bir seyahat blog yazarıydı.En: Aylin was now a successful travel blogger.Tr: Dünyayı gezmiş ve hayat hakkında geniş bir bakış açısına sahipti.En: She had traveled the world and had a broad perspective on life.Tr: Cem ise Emir'in kuzeni ve Aylin’in liseden arkadaşıydı.En: Cem, Emir's cousin and Aylin's high school friend, was an artist trying to sell his paintings in the market.Tr: Büyük çarşıdaki çay ocağında oturdular.En: They sat at the tea shop in the Grand Bazaar.Tr: Etrafları renkli halılar, baharat kokuları ve satıcıların yüksek sesle malını tanıttığı bir yerdi.En: Surrounding them were colorful rugs, the scent of spices, and vendors loudly promoting their goods.Tr: Emir derin bir nefes aldı ve söze başladı.En: Emir took a deep breath and began to speak.Tr: "Aylin, Cem, sizlerle birlikte büyük bir iş kurmak istiyorum," dedi Emir.En: "Aylin, Cem, I want to start a great business with you," said Emir.Tr: "Sizin yardımlarınıza ihtiyacım var."En: "I need your help."Tr: Aylin kaşlarını çattı.En: Aylin frowned.Tr: "Emir, sabit bir yerde kalmak benim için zor.En: "Emir, staying in one place is hard for me.Tr: Sürekli seyahat etmeyi seviyorum."En: I love traveling constantly."Tr: Cem de başını salladı.En: Cem nodded in agreement.Tr: "Ben de resimlerimi hemen satmak zorundayım.En: "I also need to sell my paintings immediately.Tr: Para kazanmam gerekiyor."En: I need to make money."Tr: Emir, iki yakın arkadaşının gözlerine baktı.En: Emir looked into the eyes of his two close friends.Tr: "Planım şöyle," dedi.En: "Here's my plan," he said.Tr: "Aylin, senin dünya gezmelerin ve geniş ağın bizim reklam yapmamıza yardımcı olabilir.En: "Aylin, your travels around the world and your wide network can help us with advertising.Tr: Cem, senin sanatsal yeteneklerin işimize benzersiz bir hava katacak."En: Cem, your artistic talents will bring a unique touch to our business."Tr: Aylin içini çekti.En: Aylin sighed.Tr: "Ama Emir, gezgin hayatı bırakmak istemiyorum.En: "But Emir, I don't want to give up my traveling lifestyle.Tr: Özgürlüğümü seviyorum."En: I love my freedom."Tr: Cem de düşünceli bir şekilde başını eğdi.En: Cem bowed his head thoughtfully.Tr: "Başarısız olursak korkuyorum Emir.En: "I'm afraid of failing, Emir.Tr: Benim hemen gelir elde etmem lazım."En: I need to earn an income right away."Tr: Emir, ceketinin cebinden bir not defteri çıkardı.En: Emir pulled a notebook out of his jacket pocket.Tr: "Bakın, iş planımı hazırladım," dedi.En: "Look, I've prepared my business plan," he said.Tr: "İlk altı ay boyunca risk olmadan deneme yapacağız.En: "For the first six months, we'll conduct a trial without any risk.Tr: Eğer işler iyi giderse, hep birlikte büyüyeceğiz."En: If things go well, we will grow together."Tr: Bir süre sessizlik hakim oldu.En: There was a moment of silence.Tr: Çekinerek teklifi kabul ettiler.En: Tentatively, they accepted the proposal.Tr: Sonunda Aylin, bir adım öne çıktı.En: Finally, Aylin took a step forward.Tr: "Bu deneme süresince katkıda bulunacağım Emir.En: "I will contribute during this trial period, Emir.Tr: Ama özgürlüğümden fazla ödün vermek istemem."En: But I don't want to compromise too much on my freedom."Tr: Cem de cesaretle başını salladı.En: Cem nodded with courage too.Tr: "Tamam Emir.En: "Alright, Emir.Tr: Resimlerimden bazılarını işin içine katabilirim.En: I can incorporate some of my paintings into the business.Tr: Ama başarısızlık korkumu yenmek için yardımınıza ihtiyacım var."En: But I need your help to overcome my fear of failure."Tr: Emir, derin bir nefes aldı ve gülümsedi.En: Emir took a deep breath and smiled.Tr: "Harika!En: "Wonderful!Tr: Birlikte çalışarak bu işin üstesinden geleceğiz."En: Working together, we will overcome this."Tr: Grand Bazaar'da bu üç dost, yeni işlerine doğru ilk adımı attı.En: In the Grand Bazaar, these three friends took the first step towards their new business.Tr: Emir, Aylin'in özgürlüğüne ve Cem'in sanatına saygı göstererek, başarı yolunda esnek ve yaratıcı olmayı öğrendi.En: By ...
    Más Menos

Lo que los oyentes dicen sobre Tea Shop Dream: Friends Build Biz in Istanbul's Grand Bazaar

Calificaciones medias de los clientes

Reseñas - Selecciona las pestañas a continuación para cambiar el origen de las reseñas.